24 Nisan 2015 Cuma

PARANTEZ

Rasim Özdenören açtığı şu kısa paranteze aşina olduğumuz, bildiğimiz, bir el yordamı uzakta olup söylemeye çekindiğimiz, ket vurduğumuz, kelimelere dök(e)mediğimiz ne çok düşünceyi sığdırmış. 12 Şubat'ta, 16 Mart'ta, 30 Ağustos'ta ve Maraş'ı, Sarıkamış'ı, Çanakkale'yi konuşurken aklımın merkezinde kalsın bu parantez:

"Bir zamanlar -yani sava sırasında (yani kendisinin daha delikanlılığının ilk yıllarında ve ne korkunç yıllardı onlar, arpa ekmeği yerlerdi ve uzak köylerden yiyecekleri gelirdi ve kıtlık, açlık, savaş bir aradaydı ve dövüşmüşlerdi Kuran için, Halife için ve Fransız’ı kenti terk etmek zorunda bıraktıkları zaman kurtulduklarını sanmışlardı, oysa sonradan olanlar bambaşkaydı, uğrunda savaşmadıkları ve savaşmayı akıllarına getirmedikleri şeyler olmuştu, ne uğruna savaşmışlarsa sanki savaşla onu ortadan kaldırmak istemişler gibi bir sonu olmuştu, kimsenin beklemediği bir şeydi bu ama gene de çok kimse farkında değilmiş gibiydi bunun ya da sanki herkes kâfir olmaya teşneymiş gibi, bir kendisi fark etmişti gerçeği, bir de asılan birkaç arkadaşı, şimdi biliyor ki asılan arkadaşlarının uğrunda asıldıkları şeyler de bu günkü insanların anlayabilecekleri şeyler değildir ve anlamazlar ve belki kendileri de bir kez daha asmaya kalkışırlar ama onlar yani asılanlar yani savaş verenler kendilerini asan insanlar kurtulsunlar diye savaşmışlardı ve asıldıkları şeyler için savaşmışlardı, bunu kim anlayabilir, kim? Kim?) bu binaların yükseldiği yerler hep yanmıştı."

___
Özdenören, Rasim. Gül Yetiştiren Adam. 25. Baskı. İz Yayıncılık. İstanbul: 2014. s. 31.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DIŞ POLİTİKADA REALİST DÖNÜŞÜM

Arap Baharı, başlangıcından itibaren Türk dış politikasının temel meselelerinden biri oldu. Türkiye gerek Suriye ve Irak ile paylaştığı ...