Betonarme militanlar geliyor,
Üstümüzde belirmekte namlular.
Gölgelere mi karıştı sesimiz?
Neden duymamakta bu adamlar?
Suskunum sanmasın nemli gözlerin.
Nesline inen her darbe, inmekte
Karanlık dehlizlerinde kalbimin
Dizleri secdede karıncalanmış
Çocukluğuma, onurlu yanıma.
Elimden şiir geliyor kardeşim;
Dilimden gayrısı ulaşmaz sana.
Haykırırken semalara derdini
Kurak dudakların ve solgun sesin,
Çoraklaşmış tenlerde peyda olan
Bir yutkunamama çaresizliği.
Bir el yordamı uzaktayken çare,
Uzanışa uzak bir çaresizlik…
Yoksa yenilgilerden mi müphemdir?
Bu yılgınlık, muhtemel isteksizlik.
İmtihanımız riyayla olmasın?
Yollar kat etsem yorulmak bilmeden;
Evrensel güfteler üflese rüzgâr,
Umut yeşeren bahçelerle dolu
Barış kokan geniş coğrafyalarda.
Mesafeler alsam dinlenmeksizin;
Nefretten ırak, bereket dağıtan,
Entelektüel mülahazalarla
Lafzolunduğu evlere şiirin.
Acıtmayan kurşun misali aksa
Ütopik hayatlar için mısralar
Tüm militarist söylemlere doğru
Aşkın siper olduğu mevzilerden.
Diyarlar aramaktayım ey çocuk!
Zaman, mekân mefhumundan münezzeh.
Ana şefkati taşan ocakları,
Alın teri sinmiş yün yatakları,
Sence özlemedik mi yeterince?
Kardeşim deyip kucaklaşmaları…
___
Bir avuç zalimin önüne duramadığımız yıllara bir yıl daha eklendi çocuk. Bir yıl daha katlandı utancımız. Ama suskunum sanmasın nemli gözlerin. Nesline inen her darbe, kalbimin karanlık dehlizlerinde dizleri secdede karıncalanmış çocukluğuma inmekte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder